Ana sayfayı geç
Doğa Uçar
Doğa Uçar
08/08/2025 tarihinde yayınlandı

Aciliyet Algısının Gölgesinde Kaybolan Stratejik Öncelikler

 

Kurumsal hayatta belki de en fazla içselleştirilmiş ama en yıpratıcı alışkanlıklardan biri, her işin “acil” olarak etiketlenmesidir.
Toplantılarda, e-postalarda ya da mesajlaşmalarda sıkça tekrar eden bir cümle vardır: “Bu acil, hemen bakabilir misin?”

Bu kültürel refleks, kısa vadeli bir hız hissi yaratabilir. Ancak uzun vadede stratejik bakış açısını, dikkat bütünlüğünü ve çalışan bağlılığını ciddi şekilde zedeler.

 

Veriler Ne Diyor? Zamanın Yarısı Bölünüyor

Ortalama Üretkenlik ve Kesinti Süresi – Çalışan Günü Dağılımı

Average Productivity Time vs. Interruption Time – Elminir et al.

Kaynak: Elminir et al. (2009), Application and Evaluation of the Personal Software Process [1]


Ortalama bir çalışanın zamanının %61,67’si üretken faaliyetlere, %38,04’ü ise kesintilere gidiyor.

Bu veri, günün neredeyse üçte birinin anlık müdahalelerle bölündüğünü gösteriyor. Söz konusu kayıp yalnızca süreyle sınırlı değil; zihinsel eforun da kesintilere harcandığı düşünüldüğünde, stratejik odaklanmanın sürdürülebilirliği de ciddi biçimde zarar görüyor.

American Psychological Association’ın Stress in the Workplace raporu, sürekli zaman baskısı altında çalışmanın zihinsel tükenmişlik düzeylerinde artışa neden olduğunu gösteriyor [2].

 

Kesintilerin Gerçek Maliyeti

Gün içinde sık tekrarlanan bölünmeler sadece işi yavaşlatmakla kalmaz; karar kalitesini düşürür, problem çözme becerilerini zayıflatır ve ekip içi motivasyonu azaltır.

Harvard Business Review’un araştırmalarına göre, düzensiz kesintilere maruz kalan çalışanların verimliliği %40’a kadar azalabiliyor [3].

 

Kısa Vadeli Refleksler Yerine Stratejik Netlik

McKinsey & Company’nin 2023 tarihli çalışmasına göre, yöneticilerin %62’si iş önceliklerini kısa vadeli reflekslerle belirliyor. Aynı çalışmada, çalışanların %71’i, gerçek değer yaratan işlere odaklanmakta zorlandığını ifade ediyor [4].

Bu bulgular, organizasyonların çoğunlukla talepleri sıralamak yerine, talepler arasında savrulduğunu gösteriyor. Önemli olanı acil zannetmek, kurumları sürekli yeniden konumlanmaya zorlayan bir refleks halini alıyor.

 

Organizasyonel Odağı Yeniden Kurmak

Sürdürülebilir verimlilik ve anlamlı üretkenlik için, stratejik odaklanmayı destekleyecek yapıların kurulması gerekiyor. Bu dönüşüm üç temel adıma dayanır:

1. Kurumsal Öncelik Matrisi Oluşturmak

Departmanların hedefleri, çeyrek bazlı olarak kurum stratejileriyle hizalanmalı. Böylece ekipler sadece yoğun değil, hedefe yönelik anlamlı işler üretir.

2. Sistematik Talep Önceliklendirmesi

Her iş aynı anda hem önemli hem acil değildir. Gelen talepler, bu iki boyutta ayrı ayrı değerlendirilerek net bir öncelik sıralaması oluşturulmalıdır.

3. Yöneticilerde Zaman Yönetimi Farkındalığı

McKinsey'nin de belirttiği gibi, yöneticilerin en büyük hatası önemli olanı acil zannetmektir [4]. Bu nedenle liderlik kademelerinde zaman yönetimi ve önceliklendirme eğitimleri kritik rol oynar. Stephen Covey'in "öncelikleri önceliklendirme" yaklaşımı, hâlâ geçerliliğini korumaktadır [5].

 

Operasyonel Netlik İçin Mikro Uygulamalar

Kurumsal refleksleri dönüştürmek yalnızca yapısal düzenlemelerle değil, günlük uygulamalarla da mümkündür. Harvard Business Review’un önerdiği bazı etkili yöntemler şunlardır [3]:

  • Sessiz Saat Politikaları: Slack, Teams gibi dijital araçlarda belirli zaman dilimlerinde mesajlaşmanın sınırlandırılması
  • Sprint Döngüleri: Haftalık değil, iki haftalık odaklı iş döngüleriyle daha kontrollü ve tamamlanabilir işler üretmek
  • Toplantı Öncelik Skalası: Her toplantıdan önce iki temel soruya cevap verilmesi:

-Bu iş ne kadar önemli?

       -Bu iş ne kadar acil?

 

Sonuç: Hız Değil, Yön Belirler

Sürekli acil bir ortamda çalışmak, kısa vadeli bir dinamizm yaratabilir. Ancak bu durum, uzun vadede kurumsal yön duygusunu ve değer yaratma kapasitesini zayıflatır.

Bu nedenle, her işin acil ilan edildiği bir düzenden çıkarak; gerçekten önemli olanı belirleyen, sistematik bir yaklaşım benimsemek gerekir.

Stratejik önceliklendirme kültürü yalnızca verimliliği değil, çalışan bağlılığını ve kurumun sürdürülebilirliğini de doğrudan etkiler.

Unutulmamalıdır ki, hangi işi önce yapacağımızdan önce, neyi yapmamız gerektiği konusunda netleşmemek, bizi en çok yoran kurumsal alışkanlıklardan biridir.

Bu dönüşüm, doğru yapı, doğru sorular ve disiplinli bir odak ile mümkündür.

 

Kaynakça

  1. Elminir, H. et al. (2009). Application and Evaluation of the Personal Software Process.
    https://www.researchgate.net/publication/281444914
  2. American Psychological Association. (2021). Stress in the Workplace Report.
    https://www.apa.org/news/press/releases/stress
  3. Harvard Business Review. (2022). Why Too Many Meetings Hurt Productivity.
    https://hbr.org/2022/08/why-too-many-meetings-hurt-productivity
  4. McKinsey & Company. (2023). The Organization Blog: Setting Priorities That Matter.
    https://www.mckinsey.com/capabilities/people-and-organizational-performance/our-insights/setting-priorities-that-matter
  5. Covey, S. R. (1989). The 7 Habits of Highly Effective People.
    https://www.franklincovey.com/the-7-habits/